Glutatyon, vücudumuzdaki hücreler tarafından üretilen ve önemli biyokimyasal mekanizmalarda kilit rol oynayan, üç amino asitten oluşan bir proteindir. Glisin, sistein ve glutamat amino asitlerini bir araya gelmesiyle oluşan glutatyon, yapısındaki özel kimyasal bağları kullanarak vücut için zararlı birtakım maddelerin etkisiz hale getirilerek uzaklaştırılmasını sağlamada görevlidir.
Glutatyon vücutta bilinen en önemli anti-oksidandır.(enerji metabolizması sırasına oluşan vücuttaki serbest oksijen radikallerini temizler.)
Aktif Glutatyon (GSH): Glutatatyon serbest radikalleri toplayarak doyduğunda karaciğerde kendini yenilemektedir. İdeal şartlarda glutatyonun %10’u inaktif (oksitlenmiş) durumda iken %90’ı aktif formdadır. GSH olarak da bilinen aktif glutatyon %90’ın altında düştüğünde serbest radikallerle savaşı kaybetmeye başlarız. Toksinler daha da biriktiğinde GSH azalmaya devam eder. GSH %70’in altına düştüğünde bağışıklık sisteminde bozulma görülür. Yani vücuttaki redükte glutatyonun okside glutatyonla olan dengesi son derece önemlidir.
Glutatyon eksikliği neden olur?
Sentetik gıda boyaları;
Benzopirenler (sigara dumanı, mangal dumanı, egzos dumanı vb.);
aşırı alkol tüketimi ;
ev temizlik ürünleri (deterjanlar, çamaşır yumuşatıcılar, oda kokuları, naftalin, temizlik malzemeleri, beyazlatıcılar vb.);
mutfak malzemeleri (yapışmayan tava kaplamaları, plastik saklama kapları, konserve kutuları ve karton ambalajların iç kaplamaları vb.);
formaldehid ve stiren (fotokopi ve printer toner mürekkepleri);
klorlu su;
röntgen ışınları;
UV radyasyon;
Elektromanyetik alanlar (EMF);
Endüstriyel atıklar.
Yetersiz beslenme – kofaktör olan vitamin ve minerallerin eksikliği sonucunda glutatyon sentezi yetersiz kalır, başka antioksidanların yetersizliği de glutatyonun harcanmasına neden olur;
Aşırı egzersiz – vücutta fazla miktarda serbest radikal oluşması sonucunda glutatyonu harcanmasına neden olur;
kronik stres;
kaygı, endişe;
depresyon;
gece saatlerinde ışığa maruz kalınması melatonin salınmasını baskılayarak glutatyon sentezini azaltır.
Glutatyon Düzeylerini Artıran Besinler ve Destekler
N-acetyl-cysteine (NAC)
Selenyum
Magnezyum
Melatonin
B vitamin komplexi
Çinko
Alfa-lipoik asit
C vitamin
Spor-fiziksel aktivite
SAMe – S-adenosyl-methionine
Yapılan çalışmalar belirli sağlık problemlerinde glutatyon veya öncül molekülü olan N-asetil sisteinin (NAC) takviyesinin faydalı olabileceğini göstermiştir. Bu bakımdan sağlık profesyonelleri aşağıdaki belirtilen sağlık sorunlarının yönetiminde glutatyon ve türevlerinden yararlanabilmektedir:
- Damar sertliği (ateroskleroz)
- Kemoterapiye bağlı gelişen yan etkiler
- Hemodiyaliz tedavisi alan hastalar
- Bypass cerrahisi geçiren kişiler
- Diyabet
- Parkinson hastalığı
- Anti-aging tedaviler
- Eklem romatizması
- Enfeksiyon hastalıkları
Glutatyon ve türevleri oral yolla alınabileceği gibi, solunum yoluyla inhaler olarak veya IV formda da hastaya verilebilir. Verilecek glutatyon dozu hastanın yaşına ve altta yatan sağlık sorununa göre değişkenlik arz edebilir. Glutatyon kullanımı öncesinde kişinin hekimine danışması ve hekim gözetiminde takviye glutatyon alması sağlığın korunması açısından oldukça önemlidir.
Alfa lipoik asit
Alfa lipoik asit bir antioksidandır ve vücut tarafından doğal olarak üretilen bir bileşiktir. Kanseri tedavi etmek ve kanserden korunmak, diyabet, diyabetik nöropatiler, HIV / AIDS ve karaciğer hastalıklarını tedavi etmek amacıyla alfa lipoik asit desteği alınabiliyor.
- Anti-ageing özelliği sayesinde yaşlanma karşıtı olarak bilinmektedir.
- Diyabet hastalarında sinirlerin hasar görmesini engeller.
- Metabolizmayı etkilemesi ve aynı zamanda iştah kapatıcı özelliği olması sayesinde kilo vermeye yardımcı olmaktadır.
- Antioksidan açısından zengin olduğu bilinen C ve E vitamininden daha fazla antioksidan içermektedir.
- Direkt olarak C vitamininin, indirekt olarak E vitamininin yeniden oluşumunu sağlar.
- Oksijen artırıcı olması kapsamında kanser hastalıklarına yakalanma riskini en aza indirmektedir.
- Beyin hücrelerinin sağlıklı çalışmasını sağlayarak Alzheimer, Parkinson gibi hastalıklarda önemli etkileri vardır.
- İnme geçiren hastalarda beyin hücrelerinin yenilenmesine yardım eder.
- Damar tıkanıklığını engelleyerek, damar sisteminin genç kalmasını sağlar.
Alfa Lipoik Asit ile insülin direncinizi düzenleyerek açlık krizlerine engel olup iştahınızı gözle görülür ölçüde azaltabilirsiniz. Bu durum gün içinde daha az kalori almanızı sağlayacağı için kilo vermenize de katkıda bulunacaktır.Ayrıca önemli anti-oksidan özelliği sayesinde de kilo vermeye yardımcıdır. Alfa lipoik asit dışarıdan takviye gıdalarla alınabileceği gibi i.v yoldan da vücuda alınabilmektedir.